Okuduğunuz yazılara yorum atarsanız,mutlu edersiniz:)

30 Eylül 2015 Çarşamba

Adı Mutluluk

ADI MUTLULUK NİYE OLMADI
Adı Mutluluk,bana hep adını hatırlamadığım ya da konularından dolayı ben bu diziyi daha önce izledim,hissini uyandırdı.
Haftaya ne olacak,merakı içinde hiç olmadım.Bölümleri saatinde değil tekrarlarında izledim parça parça,geriye dönüp aa şurda ne olmuş bir bakayım ihtiyacı hiç hissetmedim.Çünkü 13 bölümlük bir sezonun bitirmelerine rağmen baş rol çiftinin hayatında amacında,duygularında bir değişim olmadı.Esas çiftimiz Batu ve Kumsal,hala başladıkları yerdeler.
Yan hikayeler keza öyle,Vural-İpek-Yelda üçgeninde bazen dörtgeninde ne bir adım ileri ne bir adın geri şeklinde olunca izleyici sıkılıyor.

Benim gibi aman bir ara güzel sahnelerine bakarım,bir şey olacağı yok diyor.

20 Eylül 2015 Pazar

Yazın Öyküsü

YAZIN ÖYKÜSÜNÜ REVİZE ETSEK
Yazın Öyküsü ile ilgili ilk notlarımda,senaryonun tıkanacağını yazmıştım.Ki öyle de oldu.13.bölümde final kararı aldı.
Peki Yazın Öyküsü’nü revize etsek(yani yeniden yazsak)nasıl olurdu?
Hikaye,anne ve babanın kızlarını bulmasıyla değil de,Yaz’ın (annesinin kim olduğunu öğrenmiş) türlü numaralar ve ince oyunlarla,annesinin eşinin şirketinde işe başlaması,babasının kim olduğunu bulmak için ipucu aramaları,intikam yeminleri..annesinin göz bebeği kız kardeşinin,tek istediği  bütün kızların gözdesi,yakışıklı,playboy,biraz da psikopat olan ‘o adamı’kendine aşık ederek kullanması..sonrasında sahiden aşık olması gibi gibi..aşk üçgenlerinin entrikaların olduğu bir öykü olsaydı.Hem daha çok beğenilir hem de senaryo tıkanmazdı,kanımca..(bu başka dizi gibi oldu ama neyse,Yaz’a niyet yazdık sonuçta)
Biz ne izledik,peki!!5-6 bölümde anne babası ile kaynaşıp,boşanmış anne baba çocuğu moduna giren Yaz,10 bölüm boyunca sığ düşünceli bir eski sevgili,kötülüğünü sağlam temellere oturtamamış en yakın arkadaş.
Annesini yıllardır çok seven,fedakar,özünde iyi bir adam olan eş adayı Tunç.
Kendi hayatında istediği gibi yaşayan,Dünya’yı umursamayan,kızı ile tanıştıktan sonra baba olmayı seven Mert.

İşin sonu şu ki;sen mutlu,ben mutlu  öykümüz buraya kadar.

16 Eylül 2015 Çarşamba

Bir Deniz Hikayesi

BİR DENİZ HİKAYESİ,BİR YAZ HİKAYESİ OLSAYDI
Eylül,okulların açılması ve yeni dizilerin başlama ayı demek.Okulların açılması ertelense de televizyon dünyası için geçerli bir durum değildir ertelenme.Çok çabuk yaşanır ve biter o dünya da her şey.
Yeni dizilerden bir tanesi,Bir Deniz Hikayesi dün akşam görücüye çıktı.Hem de kalabalık zorlu rakipler karşısına,bu yürekliliği Kıvanç’a baş gelmişiz kimden korkacağızdan  almışcasına..
Deniz’in hikayesine gelirsek,şu hayallerdeki emekli olunca yerleşilecek kasaba var ya orada çekiliyor.Enfes bir yer.Dizinin giriş bölümü oldukça başarılıydı.Karakter tanıtımları,hikayenin anlatılması, flashback biraz uzun olsa da ışığı,rengi,açısı gayet yerindeydi.Müziği Alev Alev dizisini andırsa da güzeldi.
Belki mekanından belki konusundan ya da çekim tarihinden midir nedir yeni başlayan bir yaz dizisi gibi hissettim.Bir Deniz Hikayesi,Filiz Akın’lı Yumurcaklı komedili eski Türk Filmlerini anımsattı.Zengin fabrikatör kayınpeder,kıskanç kötü kalpli kız kardeş..ve bilinen sevenleri ayırma klışesiyle.
En çok kafamı yoran ise biz kimi tutucağız,istemeyerek ayrılmışlar ama anne evlenmiş mutlu,baba oğlunu büyüten kendini onlara adamış melek gibi bir kızla nişanlı..ee herkes iyi herkes mutlu tekrar karşılaşsalar ne olur ki.Çatışma sağlam değil.
Bu hikaye ile diğer entrikalı,yalanlı,dramlı,çakırlı,aşklı dizilerle ne kadar aşık atabilir.Lakin 13 bölümlük bir yaz dizisi olsaydı.Şansı yüksekti.

Bu işlerin piri olan bir yapımcısı var.Hikaye ne hale gelebilir belli olmaz tabi..